Gülhane Parkı - Ayasofya Cami - Sultanahmet Cami - Pera Palace Hotel’de Öğle Yemeği - Eyüp Sultan Camii - Hz Eyüp Mezarları09:00 Kadıköy Evlendirme Dairesi Otoparkı
09:45 Mecidiyeköy Trump Tower Önü
Belirtilen buluşma noktalarından hareket ile araç içerisinde yapılacak, hijyen koşullarına uygun paketli sandviç ve meyve suyu ikramları ile Gülhane Parkı’na gidiyoruz. Birçok tarihe tanıklık eden Gülhane Parkı, Nazım Hikmet’e ait olan “Ben bir ceviz ağacıyım” şiirinin de yazıldığı yerdir. Bir zamanlar padişahların, sultanların ve şehzadelerin dolaştığı bu park, artık herkesin gidip görebileceği bir yer konumundadır. Muhteşem bir yeşil ve çiçek bütünlüğünün sahip olduğu park ilk olarak 1912 yılında halka hizmet vermeye başlamıştır. Islahat Fermanı ilk olarak bu parkta okunmuştur, Atatürk’ün Latin harflerini tanıttığı alan da tam olarak burasıdır ve Atatürk’e ilk defa burada Başöğretmen denmiştir. Park birçok heykelle donatılmıştır. Roma eserlerini, Cemil Topuzlu büstünü, Atatürk heykelini görebileceğiniz park birçok tarihten eserler barındırmaktadır. Buradaki gezimizin ardından, Ayasofya Cami’sine gidiyoruz. Camiye çevrilen bu güzel tarihimizde Öğle Namazı (Cuma günü katılan misafirlerimizin de Cuma Namazı kılma imkânı olacaktır) kılma imkânı bulacaksınız. 1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk Cuma namazını burada kılan Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini duyurdu. Mihrap ve minber yapıldı, çan ve Haç kaldırıldı, mozaiklerin üstü kapatıldı. Günümüzde müze tekrar cami haline getirildi. Buradaki ibadetimiz ve turistik gezimiz sonrasında Sultanahmet Cami’sini ziyaret ediyoruz. Daha sonrasında öğleden sonra saat 14:00-14:30 civarlarında öğle yemeğimizi yemek için Pera Palace Hotel’e gidiyoruz. Pera Palace Hotel’de “Ünlüler Menüsü” olarak bilinen “Efsane Konuklar Menüsü”nü alıyoruz. (Menü içeriği aşağıda belirtilmiştir). Pera Palace Hotel’in mutfağı, Osmanlı’da köri baharatının kullanıldığı ilk mutfaktı. Yemek sonrasında bu eşsiz tarih kokan otelimizi geziyoruz. 1895 yılında özel bir balo ile hizmete açılan otel, İstanbul’un en ihtişamlı yapılarından biriydi. Mustafa Kemal Atatürk, 1917 yılından itibaren Pera Palace Hotel’de birçok kez konaklamış ve üst düzey misafirlerini ağırlamıştı. Atatürk’ün cephe dönüşlerinde ülke için önemli kararlar aldığı ve misafirlerini ağırladığı 101 numaralı oda, doğumunun 100. yılında bir müze oda haline getirildi. Bu odayı tüm detaylarıyla inceleme imkânı buluyoruz. Ünlü polisiye yazarı Agatha Christie, 1926-1932 yılları arasındaki İstanbul seyahatlerinde, pek çok kez burada konakladı. Onun sürekli tercih ettiği 411 numaralı oda, bir süre sonra müze haline getirildi ve halen meraklıları tarafından ziyaret edilmekte… Pera Palace Hotel’de konaklayan önemli isimler arasında; İran Şahı Mehmet Ali Kaçar ve Rıza Pehlevi, İngiliz Kralı VIII. Edward, Sırp Kralı Pierre, Alman Büyükelçisi Von Papen, Amerikalı First Lady Jacquelin Kennedy gibi birçok önemli isim vardı. Pera Palace Hotel’in mekân olarak geçtiği edebi eserler şu şekildedir: Ernest Hemingway’in The Snows of Kilimanjaro (Kilimanjero’nun Karları) isimli eseri, Graham Greene’in Travels With My Aunt (Teyzemle Geziler) isimli eseri, Agatha Christie’nin Doğu Ekspresi’nde Cinayet isimli eseri… İstanbul’un işgal günlerinde Atatürk, şu unutulmaz cümleleri Pera Palace Hotel’de dile getirmiştir: “Her ne kadar şu anda İstanbul’un sahibi onlar gibi görünse de yakında gidecekler…”
Pera Palace Hotel ziyaretimiz sonrası otelden ayrılıyoruz ve Eyüp Sultan’a hareket ediyoruz. Bu gezimizde Eyüp Cami’sinde namaz kılma imkânı bulacağız. Arapların İstanbul’u kuşatması sırasında şehit olan ve İslamiyet’i ilk kabul edenlerden biri olan Hz. Eyyub El-Ensari’nin kabrinin bulunduğu yerdedir. Yapı cami, medrese, aşhane, hamam ve türbe gibi birimlerinin olduğu, büyük bir tarihi eserdir. Eyüp Sultan Türbesi, Eyüp Sultan Camii'nin hemen yanında yer almaktadır. Bu türbe Hz. Muhammed'in ordusunda sancaktar olup İstanbul'un muhasarası sırasında şehit olan Hz. Eyyub Ensari'nin kabridir. Eyüp Sultan Türbesi'nin dışı çinilerle süslüdür. Pencerelere Allah ve Muhammed isimleri ve bunun altına da kelime-i tevhid yazılmıştır. Türbenin ortasında etrafı gümüş şebekeli bir parmaklık içinde Hz.Zeyd’in sandukası bulunmaktadır.
Gezilerimiz sonunda siz değerli misafirlerimizi almış olduğumuz hareket noktalarına bırakıyoruz. Bir sonraki turumuzda görüşmek dileğiyle…